Umut Hakkı Tanınmalı: Gurban Grubu Kararları AK Bakanlar Komitesi Gündeminde

Türkiye’de binlerce mahpus, hiçbir koşulda tahliye veya cezanın gözden geçirilmesi olanağı tanımayan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası rejimine tâbi tutuluyor. “Devlet güvenliği”, “anayasal düzen” “milli güvenlik” veya “terörle mücadele” ile ilgili suçlamalarla mahkûm edilen bu mahpuslar, ne kadar süre cezaevinde kalırlarsa kalsın, bireysel durumlarındaki değişiklikler ne olursa olsun, işlevsel, denetlenebilir ve ayrımcı olmayan bir saliverilme mekanizmasına erişemiyor.

Bu rejim hem kanunen hem de fiilen cezanın indirilemez ve gözden geçirilemez oluşuyla, işkence ve kötü muamelenin yasaklandığı AİHS’nin 3. maddesini ihlal ediyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Gurban grubu kararları (Öcalan (2) dâhil) kapsamında bu durumu açıkça ortaya koyuyor: Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının tamamı, istisna olmaksızın, gözden geçirilebilir olmalı ve sadece kağıt üzerinde değil, uygulamada da mahpuslara belirli bir sürenin ardından salıverilmeyi talep etme hakkı tanınmalıdır.

Türkiye Gurban grubu kararlarına ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin talebine rağmen hâlâ gerekli yasal reformları hayata geçirmiş değil. 5275 sayılı Kanun’un 107. maddesi, belirli suç kategorilerini açıkça koşullu salıverilme dışında tutmaya devam ediyor ve mevcut hukukî çerçeve, AİHS standartlarını karşılamıyor. 

Bakanlar Komitesi’nin 15–17 Eylül 2025 tarihli İnsan Hakları toplantısı öncesinde, Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi (TLSP), Demokrasi ve Dünyada İnsan Hakları için Avrupalı Avukatlar Derneği (ELDH), Demokrasi ve Uluslararası Hukuk Derneği (MAF-DAD) ve Londra Hukuk Grubu (LLG) Komite’ye Türkiye’de yapılması gerekenlere dair önerilerde bulunan bir Kural 9.2 bildirimi sundu. Buna göre Türkiye tarafından: 

✅ Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının infazı rejimi, herhangi bir sitisna olmaksızın, hem kanunen hem de fiilen indirilebilir olacak şekilde reforme edilmeli;

✅ Tüm mahpus kategorilerine açık, ayrımcılık içermeyen, etkili ve yargı denetimine açık bir koşullu salıverilme mekanizması oluşturulmalı;

✅ İlk inceleme en geç cezaevinde 25 yıl geçirilmesinden sonra gerçekleştirilmeli, ret halinde makul aralıklarla devam eden periyodik gözden geçirmeler olmalı;

✅ Sadece mahkumiyete konu fiilin niteliğine değil, kişinin durumundaki değişim, tutum ve davranışlar ve toplum açısından risk durumu gibi nesnel ve bireyselleştirilmiş kriterlere dayalı değerlendirme öngürülmeli;

✅ Avukat tarafından temsil, dosyaya ve bilgiye erişim, dinlenilme hakkı ve kararların gerekçeli olması gibi usuli güvenceler sağlanmalı.

Bildirimin Türkçesine buradan ulaşabilirsiniz.