Türkiye: Tutuklu Büyükşehir Belediye Başkanı’nın Avukatı da Tutuklandı

Muhalefet Partisine mensup tutukluların avukatlığını yapan üç kişi daha hedef alınıyor

İnsan Hakları İzleme Örgütü ile Türkiye İnsan Hakları Davası Destek Projesi, bugün yaptıkları ortak açıklamada, İstanbul’da mahkemenin 19 Haziran 2025’te, tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önde gelen savunma avukatlarından biri hakkında verdiği tutuklama kararının, avukatın müvekkiline yönelik yürüttüğü avukatlık faaliyetlerine karşı bir misilleme niteliği taşıdığı izlenimini doğurduğunu belirttiler.

Hakkında “suç örgütüne üye olmak” iddiasıyla bir soruşturma yürütülen ve bu kapsamda muğlak tanık ifadelerine dayanılarak tutuklanan avukat Mehmet Pehlivan derhal serbest bırakılmalıdır. Suç örgütü kurmak ve yönetmek İmamoğlu’nun da tutuklandığı suçlamalardan biridir. İmamoğlu’nu ya da çalışma arkadaşlarını savunan en az üç avukat daha hedef alınmış ve basına konuştukları ya da adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla haklarında soruşturma başlatılmıştı.

 İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, “Erdoğan hükümetinin yalnızca ana muhalefetin cumhurbaşkanı adayına değil, aynı zamanda onun savunma avukatlarına da hukuka aykırı şekilde saldırıyor olması son derece kaygı verici,” dedi. Williamson, “Mehmet Pehlivan’ın tutuklanması, siyasi saikli bir yetki suistimali izlenimi veriyor; Pehlivan derhal serbest bırakılmalıdır,” şeklinde konuştu.

Ortak açıklamayı yapan kuruluşlara göre, Pehlivan’ın serbest bırakılmaması, yalnızca onun kişi özgürlüğü ve güvenliği ile avukatlık görevini yerine getirme haklarının değil, müvekkilinin adil yargılanma hakkının da ihlali anlamına gelecektir.

Pehlivan’ı hedef alan soruşturmalar, İmamoğlu’nun 23 Mart’ta tutuklanmasından birkaç gün sonra başladı. Pehlivan, daha önce 25 Şubat’ta düzenlediği bir basın toplantısında ve başka açıklamalarında, İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmasını engellemek amacıyla üniversite diplomasının iptal edilmesinin keyfi ve hukuksuz bir uygulama olduğunu belirtmişti. Pehlivan, 28 Mart’ta kara para aklama şüphesiyle polis tarafından gözaltına alındı. Mahkeme, kendisini yurt dışına çıkış yasağı şartıyla serbest bıraktı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Pehlivan’ı 19 Haziran’da yeniden ifade vermeye çağırdı. Pehlivan, avukatlar hakkında soruşturma açılabilmesi için adalet bakanlığının izninin gerekli olduğunu belirterek ifade vermeyi reddetti.  Mahkeme, savcılığın, Pehlivan’ın İmamoğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde görev yapan 200’ü aşkın kamu görevlisi ve belediyeyle iş yapan iş insanlarını hedef alan ceza soruşturması kapsamında tutuklanmasına yönelik talebini kabul etti.

Savcılığın dayanağı, soruşturmada şüpheli olarak yer alan ve ceza kanununda yer alan etkin pişmanlık düzenlemesi kapsamında ifade veren iki kişinin beyanları. Söz konusu yasal düzenleme, soruşturmaya yardımcı olunması halinde ceza indirimi imkânı tanıyor. İstanbul’daki mahkeme tutuklama kararını yalnızca bu beyanları esas alarak verdi.

Soruşturmayı yürüten savcıya göre Pehlivan’ın bir suç şebekesinin örgütsel hiyerarşisi içinde hareket ettiği değerlendirmesinin dayandığı muğlak ve mesnetsiz tanık ifadelerinde Pehlivan’ın belirli avukatların şüphelilerin vekaletini üstlenmesi ve onlarla görüşmesi için görevlendirilmesini organize ettiği gizli soruşturma dosyalarına ve tanık beyanlarına erişmeye çalıştığı ve tanıklara baskı uyguladığı iddia ediliyor.

Pehlivan hakkında, İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptaliyle ilgili olarak kamuoyuna yaptığı açıklamalar nedeniyle, Yükseköğretim Kurulu üyeleri tarafından hakaret ve iftira iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu ve bu kapsamda kendisi hakkında ikinci bir ceza soruşturması açılması ihtimali bulunuyor. Bu soruşturmanın yürütülmesi de Adalet Bakanlığı’nın iznine bağlı.

Savcılar, diğer üç avukat hakkında da, soruşturmanın gizliliğini basına açıklama yaparak ihlal ettikleri ya da soruşturma altındaki kişileri bilgilendirerek adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla soruşturma başlattı.

Medyaya yansıyan haberlere göre, savcılık dördüncü bir avukatı daha soruşturma kapsamına almayı planladı ancak bu kişi şu ana kadar ifadeye çağrılmadı. Hakkında soruşturma yürütülen üç avukattan biri, aynı zamanda Pehlivan’ın da avukatlığını  üstlenmişti. Bu üç avukat, adli kontrol şartıyla ve yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bırakıldı.

Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi direktörü Ayşe Bingöl Demir, “Avukatlar, temel hakların korunmasında vazgeçilmez bir rol üstlenmekle kalmaz; kamuoyundaki güçlü duruşlarıyla, hükümetin anlatıyı tek yönlü olarak belirleme çabalarını da boşa düşürürler. Bu baskı dalgası, etkili bir hukuki savunmanın hükümet tarafından bir tehdit olarak görüldüğünü ortaya koyuyor. Uluslararası toplum bu duruma kararlı biçimde karşı durmazsa, giderek artan otoriterleşmeye karşı daha fazla zemin kaybedilmesi kaçınılmaz olacaktır,” şeklinde konuştu.